Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi

İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi

22.12.2022 - Fakültemizde “İkinci El İnsanların Doğası ve Özgeci Öğretiler” Konulu Konferans Düzenlendi

Fakültemizin Mehmet Akif Ersoy Konferans salonunda düzenlenen programa; Dekanımız Prof. Dr. Yakup POYRAZ, Dekan Yardımcılarımız Doç. Dr. Burak TELLİ, Doç. Dr. Nadire KARADEMİR, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.

Konferans, Fakültemiz Dekanı Prof. Dr. Yakup POYRAZ’ın açılış konuşmasıyla başladı. Ardından Psikoloji Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Mehmet AKKURT tarafından gerçekleştirilen “İkinci El İnsanların Doğası ve Özgeci Öğretiler” başlıklı sunumla devam etti.

Konferansta AKKURT şunları söyledi;

İnsan açısından neyin iyi, neyin kötü; neyin doğru, neyin yanlış; neyin yararlı neyin zararlı olduğunun ele alınıp incelenebilmesi için öncelikle “insanın ne olduğu, ne tür bir varlık olduğunun” ortaya konması gerekir. İnsan, kendisinin ne olduğuna karar vermedikçe, bencil mi, adaletli mi, özgür mü olduğuna da karar veremez. Bu özelliklerin kaynağı aslında insan doğasıdır. Çünkü bu özellikler, insanı insan yapan her ne ise ona bağlı olarak betimlenir ve bir anlam taşırlar. Bundan dolayı tarih boyunca “insan nedir?” sorusundan daha önemli bir soru sorulmamıştır denilse yeridir.

 

Rasyonel bir değerlendirme sürecinden geçirilmeksizin kabul edilen düşünceler, insanın yaşamını insana yaraşır bir şekilde sürdürebilmesinin önündeki en büyük engel durumundadır. İnsanın doğasını dikkate almadan insan hakkında doğru ve değişmeyen birtakım bilgileri edindiğini ve bu bilgilerin geçmiş, şu an ve gelecekteki bütün insanlara uygun olduğunu dile getirerek evrensel birtakım iddialarda bulunmaya çalışan anlayışlar, çoğunlukla olgular dünyasını dikkate almayan dogmatik temelli anlayışlardır. Böylesi anlayışlara dayanılarak etik ve siyasal alana dair ortaya konan değer yargıları emredici niteliktedir ve özü özgürlük olan insana uymaz, üstelik insanı etik ve siyasal anlamda bir köle durumuna getirir. Dolayısıyla insana, insanın doğasına ilişkin yapılan gözlemlerin felsefi bir temelde yapılması gerekmektedir.

 

İnsan açısından ‘olmak ya da olmamak’ sorunu, ‘düşünmek ya da düşünmemek’ sorunudur. Kendi hayatını eylemlerinin nedeni ve amacı olarak kabul etmeyen bir varlık, ölüm amacına ve hedefine yönelik eylemleri seçmiş demektir. Bir insan, hayatta kalma görevini başarmak istiyorsa amaçlarını, değerlerini ve eylem çizgisini seçmek zorundadır. Hiçbir duyumu, dürtüsü, içgüdüsü, keyfi, zevki bu seçme işini başaramaz; ancak aklı bunu başarabilir. Kendi aklını kullanmayan ve başkalarından edindiği ödünç düşünceler üzerine kendi ahlaki ilkelerini bina eden ve bu doğrultuda hareket ederek yaratıcı insanların ortaya koydukları her yeni şeye düşman olan, tarihin dinamik gücü olan yaratıcı insanların varlığına bile tahammül edemeyenler, ikinci el ya da elden düşme insanlardır.

 

İnsanın hayatta kalma aracının akıl olduğunu bildiği halde onu kullanmayan, hatta aklını kullanmaktan korkan, birtakım çalıntı düşünce ve değerlerle hayatını düzenlemeye çalışan ikinci el insanlar, yaşadıkları hayatın kendilerine değil, başkalarına ait bir hayat olduğunu düşünmeksizin var olmaya devam ederler. İkinci el insanlar için akıl, kendisinden sakınılması ve kaçınılması gereken en tehlikeli aygıttır. Çünkü akıl insana, hayata, evrene, değerlere veya söz konusu olabilecek her şeye ilişkin sorular sordurtan, insanın özgür bir varlık olduğunu söyleyen, gelenek yoluyla miras aldığı değerler ve kurallar doğrultusunda yaşamını belirlemenin ne ölçüde doğru olduğunu, başka bir ifadeyle başkalarının ortaya koyduğu değer ve kurallar doğrultusunda hayatını düzenlemenin ne derece doğru olduğunu sorgulatan bir güçtür. İnsanı insan olmak bakımından diğer bütün canlılardan ayıran; insanı her türlü olgusal ve metafizik güçlere veya otoritelere karşı bilinçlendiren; otorite olarak kabul edilenin hangi gerekçelerle otorite olarak kabul edildiğini ve mevcut durumunu ne ölçüde hak ettiğini sorgulatan akıldır. İkinci el insanlar kendi akıllarını hileli bir şekilde kullanmaya çalışmakla kalmazlar; aynı zamanda başkalarının akıllarını doğru bir şekilde kullanmalarının önüne geçmek için büyük çaba gösterirler.” diye ifade etti.

Program Tarih Bölümü Osmanlı Müesseseleri ve Medeniyeti Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Zahit YILDIRIM’ın konuşmacı Dr. Öğr. Üyesi Mehmet AKKURT’a teşekkür belgesini takdiminin ardından sona erdi.



SAYILARLA ÜNİVERSİTEMİZ

36109

Öğrenci

104355

Mezun

1282

Akademik Personel

2455

İdari Personel

272

Aktif Program

30

Öğretim Elemanı Başına Öğrenci

157869

Kütüphane Kaynağı